20 Eylül 2009 Pazar

... Aldırma Kartal Aldırma

Geçen yılın duble yapan takımından eser yok.Resmi olarak 8 maçta 3 golü var Beşiktaş'ın.
Şu transferleri bi değerlendirelim bakalım kısa kısa hikayeleri neymiş.

Mustafa Denizli : Sene sonunda ayrılmak istiyordu;yoğun baskı üzerine kaldı ama kafası Çeşme'de.
Michael Fink : Sezon bitmeden alındı Mustafa Denizli'nin onayının olduğunu sanıyorum
*Matteo Ferrari : Mustafa Denizli'nin isteği ve özel bağlantıları sayesinde alındı oynadığı futbol ortada.
Nihat Kahveci : Mehmet Topuz transferinden sonra hırs ve telaşla yapılan bir transfer.
Nihat'ı alıyorsanız teorik olarak Holosko'yu satmanız gerekir aynı tip oyuncular çünkü
*İsmail Köybaşı : Taraftarın en çok istediği oyuncuydu.Mustafa hocada istemiştir büyük ihtimalle.
*Rıdvan Şimşek : Mustafa Hoca aldı.
*İbrahim Kaş : Mustafa Hoca aldı.
Rodrigo Tabata : Düzmece ve emrivaki ile alındı.Mustafa Hoca'nın bu çapta bir oyuncu istediğini hiç sanmıyorum.

Michael Fink

Fink yerine daha hücumcu bir oyuncu alınsaydı çok daha verimli olurdu orta sahamız,Mustafa hoca Fink'ten o verimi alamadığı için Ekrem'i ve Tabata'yı denedi o bölgede son maçlarda.Örneğin Kleberson tarzı bir oyuncu alınsaydı sıkıntı olmazdı.Ernst-Fink ikilisi aynı tip oyuncular,ortasahadaki pas trafiğini olumsuz etkiliyorlar ve bundan rahatsız Mustafa hoca ondan başka arayışlar içinde o bölgede.

Nihat Kahveci

Nihat altyapımızın ürünü Beşiktaş'ta sembol olabilecek bir isim fakat Beşiktaş'ın şampiyon kadrosunun eksik olan bölgesine yapılmış bir transfermi tartışılır.
Nihat'ı alarak günü kurtaran yönetim bugün acısını çekiyor bu transferin.Nihat'ın gelmesi forvet mevkisinde inanılmaz bir şişkinlik olurşturdu kadroda.Nobre,Bobo,Nihat,Holosko.Batuhan'ı söylemiyorum çünkü Mustafa Denizli'nin onun hakkında düşündükleri hakkında hiçbirşey bilmiyorum ama potansiyeli ortada.
Şimdi 4 tane bu takımda banko oynayabilecek forvet oyuncunuz var ve siz kanat forvetleri ile desteklenen tek forvetli bir sistemde oynuyorsunuz.Bu 4 oyuncu içinde kanat forveti oynayacak bir oyuncu var oda Holosko.Hadi onu orda kullandınız.Nihat o tek forvette oynayabilecek bir forvet değil zaten ikinci forvet mevkisinde oynar kendisi daha çok.Tek forvetli sistemde oynayabilecek tek isim Nobre.Bobo'da orda oynayabilir ama zorlanır,iyi verim alamazsınız o sistemde Bobo'dan.
Mustafa Denizli forvetteki bu kaliteli oyuncuların çokluğundan rotasyona giderek kurtulmaya çalıştı.Nobre-Holosko,Bobo-Nihat-Holosko,Holosko-Nihat'ı denedi.Bu istikrarsızlık gol yollarındaki temel sorun bence 10.5 numara falan değil.Bir takımın taktiğine göre kaç forvet oynatıyorsa o oyuncuların asları ve yedekleri bellidir.Nihat transferinin yol açtığı sorunlar bunlar.O geldiğinde Holosko veya Bobo kesin olarak satış listesine konulmalıydı.

Rodrigo Tabata

Ligimizin sempatik oyuncularından birisiydi G.Antep'deyken.Çok uzun süren bir "10.5" numara oyuncu arayışlarından sonra taraftarın beklentisi tavan yapmış herkes bu kadar beklemenin verdiği gazla dünyaca ünlü bir oyuncu gelecek diye forumlarda deli gibi tartışıyordu.Ama alınan Tabata oldu çoğu taraftar dünyaca ünlü oyuncu zaten bir ütopyaydı hayırlı olsun dedi ama oyuncu için ödenen bonservis 8 milyon € olunca herkez sinirden deliye döndü.
Sezon başıydı ve herşey toz pembeydi.Neyse daha lig yeni başladı desteğe devam denildi,ama Tabata transferine özel besteler yazıldı.
Mustafa Hoca kesinlikle bu çapta bir ofansif ortasaha oyuncusu istemiyordu bir kere.Şampiyonlar Ligin'deki kötü imajını düzeltmesi için o bölgeye alınması gereken oyuncunun takımı taşıyacak,potansiyeli yüksek,takıma parasal olarak geri dönüşü olabilcek bir oyuncu olmasını isterdi kesinlikle.Ama bu transfer Mustafa Hoca'ya transfer sezonunun bitmesine 2 gün kala dayatılmış o da tamam alın demiştir büyük ihtimalle.

Bu 4 transferin takıma etkileri 8 maç 3 gol.
1 galibiyet.
4 yenilgi
3 beraberlik.
Diğer transferleri Mustafa Denizli kendi isteğiyle yaptı.Alın dedi ve alındılar.
Transferdeki plansızlık bu sezonda başımızı yaktı gördüğünüz gibi.Onun için Yıldırım Demirören ve ekibinin yerine Futboldan anlayan Beşiktaş'lılık duruşunun hakkını verecek bir yönetim istiyoruz.
Forza İbrahim Altınsay...

18 Eylül 2009 Cuma

UEFA.com : Haftanın En'leri ...



En İyi Takım : Wolfsburg
En İyi Oyuncu : Filippo Inzaghi
En İyi Gol : Alberto Zapater (Genoa 2-0 Slavia Praha)
En İyi Söz : Peter Pacult "Bu galibiyet bizim için büyük başarı.Maçtan önce bazı insanlar ; Avusturya'lılar sadece kayakta iyi.Biz onlara bunun böyle olmadığını kanıtladık.
Rapid Wien teknik direktörünün 3-0'lık Hamburg galibiyeti sonrası yaptığı açıklama.
En İyi Geridönüş : Tomas Rosicky;uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi'nde oynadı.
En İyi Son Dakika Performansları :
Standard Liege 2-3 Arsenal (2-0'dan)
Heerenveen 2-3 Sporting Lisboa (Liedson Hat-trick)
Lazio 1-2 Salzburg
En İyi Taraftar Gücü : Beşiktaş.

Link burda.
http://www.uefa.com/footballeurope/news/kind=2/newsid=892064.html

14 Eylül 2009 Pazartesi

Şampiyonlar Ligi...




Prestij,atmosfer,organizasyon başarısı,oynanan oyun ve maddi kazanç.
Hepsi Şampiyonlar Ligi'nde tavan yapmış şeyler.
Bu organizasyona sadece grup aşamasında katılmak hatırı sayılır bir maddi kazanç,klüp tanınırlığı,taraftar potansiyeli olan küçük takımların kendilerini göstermek için müthiş bir tribün ambiyansı yaratmasını sağlıyor.Şampiyonlar liginin en büyük güzelliğide bu benim için.
Taraftarlar sadece Şampiyonlar Ligi maçları için yepyeni kendine has; pankart,tezahürat,kareografi hazırlayıp maçı bambaşka bir havaya sokuyorlar.
Bu özellikle Doğu Avrupa tribünleri ve organizasyona katılması şaşkınlıkla karşılanan takımların taraftarlarında mevcut olan birşey.
İşin yönetim boyutuna geçtiğimizde büyük küçük her klübün yönetimi bu organizasyona katılmayı paraya çevirmenin yollarını klübün resmi mağazalarında satışa sundukları Şampiyonlar Ligi içerikli ürünlerle sağlıyorlar.



Son olarak bizim yönetimimizin bu sene tavan yapan sosyal içerikli ürün sevdasını herkes hoş görü ile karşılıyor.Yukarda bahsettiğim duruma paralel olarak Şampiyonlar Ligi için özel hazırlanan bir sweat varki mükemmel.Ne demiş eskiler "İyi insan olunmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz"
Önce "kızılay" sonrada "say to no racism" ürünlerini satışa sunan her kimse tebrik ediyorum.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Beşiktaş - Manchester United



Aslında geçmiş yıllarda büyükleri dize getirmemiz umudumu arttırmıyor değil, gerçi işimiz Man.UTD ile değil Wolfsburg ve CSKA ile ama yinede alınabilcek puan ya da puanlar yapılan hesaplarda ekstra olarak yansıyacaktır.
Sir Alex Ferguson sürekli ateşli Türk seyircilerinden bahsedip durdu işi kendi içimizde rekabete sokabiliriz ama yabancı takımlar üzerinde en etkili silahımız taraftar bunu bir daha görmüş olduk.
*Bu maçı alırsa taraftar alır.

Konuşsam Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil.



Ne zaman Mustafa hoca derbilerde şapkadan tavşan çıkarmaya çalışmaz,o zaman rahat bir derbi izleriz.


Bir kesim Serdar'a sallamış yine,bende pek haz etmem kendisinden oynadığı futboldan dolayı ama adı çıkmış bir kere napsın adam.O olmasa atak yapamazdık bugün kusura bakmayın ;ne Yusuf ne Tabata Serdar kadar yaratıcı olamadı,pozisyona girmek önemlidir bugün bu pozisyonların hepsine Serdar 'ın girmesi onun şansızlığı çünkü gol vuruşu için becerisi yok.
Böyle oynamaya devam et canımızı ye ÖZ-KAN.

M.Denizli'nin Fink'in yerine Ekrem'i koymasını beklemiyordum;bu kadar uçuk bir değişiklik yapması hiç aklıma gelmedi,biliyordum her derbide olduğu gibi radikal bir değişiklik yapacağını ama hiç bu kadar ileriye gideceğini düşünmedim.Ekrem sırf dayanıklı ve çabuk diye orta sahaya konurmu.Biz boşuna demedik bu takıma Kleberson tarzı nam-ı diğer bir 8 numara lazım diye ama Fink alındı işte naparsın.O tarz oynayabilcek oyuncu olmadığından Ernst o şekilde oynatılmaya çalışıyor ama hücum gücü ve 3. bölgedeki atması gereken paslar için tekniğine sahip olmadığından dolayı yapamıyor o görevi.Yine de mücadele gücünden bir eksilme yok Fabe'nin helal olsun.

Nihat FM'de bile tek forvet oynayamıyor be hoca yapma gözünü seveyim.

Sonuçta kötü bir yenilgi oldu ama iyi oyuncular ve teknik ekip açısından bi artı durum var oda şu ki;bu maçın hemen ardından hafta içi Man.UTD maçı var o maçta iyi bir futbol oynarlarsa herşey unutulur önemli olan umut verici güzel futboldur gerisi teferruattır.

10 Eylül 2009 Perşembe

Takipteyim - Labinot Harbuzi



İlk olarak BJK maçında izledim bu oyuncuyu ve çok beğendim.Kosova kökenli babasının adı da İsmet'miş.
Harbuzi genç yaşta Feyenoor'da transfer olmuş ama orda hiç maç oynamamış.
Devamlı oynamaya 2006-2009 yılları arasında Malmö'de başlamış ve bu yıllar içinde 50 maça çıkmış.
Sonra da Gençlerbirliği'ne geldi.
Oynadığı futbol ve uzaktan şutları ile beni etkiledi.
Bu haftada Kasımpaşa maçında çok iyi oynadığı söyleniyor.Ceza sahası yayından da yerden sert bir şutla güzel bir gol atmış.
Kalitesi iyi,ben Skoko'ya benzettim oda Gençlerbirliği klüp tarihinin en pahalı oyuncusu.
Yeni bir Skoko daha bulmuş İ.Cavcav ama daha ucuz olanından.

9 Eylül 2009 Çarşamba