20 Eylül 2009 Pazar

... Aldırma Kartal Aldırma

Geçen yılın duble yapan takımından eser yok.Resmi olarak 8 maçta 3 golü var Beşiktaş'ın.
Şu transferleri bi değerlendirelim bakalım kısa kısa hikayeleri neymiş.

Mustafa Denizli : Sene sonunda ayrılmak istiyordu;yoğun baskı üzerine kaldı ama kafası Çeşme'de.
Michael Fink : Sezon bitmeden alındı Mustafa Denizli'nin onayının olduğunu sanıyorum
*Matteo Ferrari : Mustafa Denizli'nin isteği ve özel bağlantıları sayesinde alındı oynadığı futbol ortada.
Nihat Kahveci : Mehmet Topuz transferinden sonra hırs ve telaşla yapılan bir transfer.
Nihat'ı alıyorsanız teorik olarak Holosko'yu satmanız gerekir aynı tip oyuncular çünkü
*İsmail Köybaşı : Taraftarın en çok istediği oyuncuydu.Mustafa hocada istemiştir büyük ihtimalle.
*Rıdvan Şimşek : Mustafa Hoca aldı.
*İbrahim Kaş : Mustafa Hoca aldı.
Rodrigo Tabata : Düzmece ve emrivaki ile alındı.Mustafa Hoca'nın bu çapta bir oyuncu istediğini hiç sanmıyorum.

Michael Fink

Fink yerine daha hücumcu bir oyuncu alınsaydı çok daha verimli olurdu orta sahamız,Mustafa hoca Fink'ten o verimi alamadığı için Ekrem'i ve Tabata'yı denedi o bölgede son maçlarda.Örneğin Kleberson tarzı bir oyuncu alınsaydı sıkıntı olmazdı.Ernst-Fink ikilisi aynı tip oyuncular,ortasahadaki pas trafiğini olumsuz etkiliyorlar ve bundan rahatsız Mustafa hoca ondan başka arayışlar içinde o bölgede.

Nihat Kahveci

Nihat altyapımızın ürünü Beşiktaş'ta sembol olabilecek bir isim fakat Beşiktaş'ın şampiyon kadrosunun eksik olan bölgesine yapılmış bir transfermi tartışılır.
Nihat'ı alarak günü kurtaran yönetim bugün acısını çekiyor bu transferin.Nihat'ın gelmesi forvet mevkisinde inanılmaz bir şişkinlik olurşturdu kadroda.Nobre,Bobo,Nihat,Holosko.Batuhan'ı söylemiyorum çünkü Mustafa Denizli'nin onun hakkında düşündükleri hakkında hiçbirşey bilmiyorum ama potansiyeli ortada.
Şimdi 4 tane bu takımda banko oynayabilecek forvet oyuncunuz var ve siz kanat forvetleri ile desteklenen tek forvetli bir sistemde oynuyorsunuz.Bu 4 oyuncu içinde kanat forveti oynayacak bir oyuncu var oda Holosko.Hadi onu orda kullandınız.Nihat o tek forvette oynayabilecek bir forvet değil zaten ikinci forvet mevkisinde oynar kendisi daha çok.Tek forvetli sistemde oynayabilecek tek isim Nobre.Bobo'da orda oynayabilir ama zorlanır,iyi verim alamazsınız o sistemde Bobo'dan.
Mustafa Denizli forvetteki bu kaliteli oyuncuların çokluğundan rotasyona giderek kurtulmaya çalıştı.Nobre-Holosko,Bobo-Nihat-Holosko,Holosko-Nihat'ı denedi.Bu istikrarsızlık gol yollarındaki temel sorun bence 10.5 numara falan değil.Bir takımın taktiğine göre kaç forvet oynatıyorsa o oyuncuların asları ve yedekleri bellidir.Nihat transferinin yol açtığı sorunlar bunlar.O geldiğinde Holosko veya Bobo kesin olarak satış listesine konulmalıydı.

Rodrigo Tabata

Ligimizin sempatik oyuncularından birisiydi G.Antep'deyken.Çok uzun süren bir "10.5" numara oyuncu arayışlarından sonra taraftarın beklentisi tavan yapmış herkes bu kadar beklemenin verdiği gazla dünyaca ünlü bir oyuncu gelecek diye forumlarda deli gibi tartışıyordu.Ama alınan Tabata oldu çoğu taraftar dünyaca ünlü oyuncu zaten bir ütopyaydı hayırlı olsun dedi ama oyuncu için ödenen bonservis 8 milyon € olunca herkez sinirden deliye döndü.
Sezon başıydı ve herşey toz pembeydi.Neyse daha lig yeni başladı desteğe devam denildi,ama Tabata transferine özel besteler yazıldı.
Mustafa Hoca kesinlikle bu çapta bir ofansif ortasaha oyuncusu istemiyordu bir kere.Şampiyonlar Ligin'deki kötü imajını düzeltmesi için o bölgeye alınması gereken oyuncunun takımı taşıyacak,potansiyeli yüksek,takıma parasal olarak geri dönüşü olabilcek bir oyuncu olmasını isterdi kesinlikle.Ama bu transfer Mustafa Hoca'ya transfer sezonunun bitmesine 2 gün kala dayatılmış o da tamam alın demiştir büyük ihtimalle.

Bu 4 transferin takıma etkileri 8 maç 3 gol.
1 galibiyet.
4 yenilgi
3 beraberlik.
Diğer transferleri Mustafa Denizli kendi isteğiyle yaptı.Alın dedi ve alındılar.
Transferdeki plansızlık bu sezonda başımızı yaktı gördüğünüz gibi.Onun için Yıldırım Demirören ve ekibinin yerine Futboldan anlayan Beşiktaş'lılık duruşunun hakkını verecek bir yönetim istiyoruz.
Forza İbrahim Altınsay...

18 Eylül 2009 Cuma

UEFA.com : Haftanın En'leri ...



En İyi Takım : Wolfsburg
En İyi Oyuncu : Filippo Inzaghi
En İyi Gol : Alberto Zapater (Genoa 2-0 Slavia Praha)
En İyi Söz : Peter Pacult "Bu galibiyet bizim için büyük başarı.Maçtan önce bazı insanlar ; Avusturya'lılar sadece kayakta iyi.Biz onlara bunun böyle olmadığını kanıtladık.
Rapid Wien teknik direktörünün 3-0'lık Hamburg galibiyeti sonrası yaptığı açıklama.
En İyi Geridönüş : Tomas Rosicky;uzun bir aradan sonra Şampiyonlar Ligi'nde oynadı.
En İyi Son Dakika Performansları :
Standard Liege 2-3 Arsenal (2-0'dan)
Heerenveen 2-3 Sporting Lisboa (Liedson Hat-trick)
Lazio 1-2 Salzburg
En İyi Taraftar Gücü : Beşiktaş.

Link burda.
http://www.uefa.com/footballeurope/news/kind=2/newsid=892064.html

14 Eylül 2009 Pazartesi

Şampiyonlar Ligi...




Prestij,atmosfer,organizasyon başarısı,oynanan oyun ve maddi kazanç.
Hepsi Şampiyonlar Ligi'nde tavan yapmış şeyler.
Bu organizasyona sadece grup aşamasında katılmak hatırı sayılır bir maddi kazanç,klüp tanınırlığı,taraftar potansiyeli olan küçük takımların kendilerini göstermek için müthiş bir tribün ambiyansı yaratmasını sağlıyor.Şampiyonlar liginin en büyük güzelliğide bu benim için.
Taraftarlar sadece Şampiyonlar Ligi maçları için yepyeni kendine has; pankart,tezahürat,kareografi hazırlayıp maçı bambaşka bir havaya sokuyorlar.
Bu özellikle Doğu Avrupa tribünleri ve organizasyona katılması şaşkınlıkla karşılanan takımların taraftarlarında mevcut olan birşey.
İşin yönetim boyutuna geçtiğimizde büyük küçük her klübün yönetimi bu organizasyona katılmayı paraya çevirmenin yollarını klübün resmi mağazalarında satışa sundukları Şampiyonlar Ligi içerikli ürünlerle sağlıyorlar.



Son olarak bizim yönetimimizin bu sene tavan yapan sosyal içerikli ürün sevdasını herkes hoş görü ile karşılıyor.Yukarda bahsettiğim duruma paralel olarak Şampiyonlar Ligi için özel hazırlanan bir sweat varki mükemmel.Ne demiş eskiler "İyi insan olunmadan iyi Beşiktaşlı olunmaz"
Önce "kızılay" sonrada "say to no racism" ürünlerini satışa sunan her kimse tebrik ediyorum.

12 Eylül 2009 Cumartesi

Beşiktaş - Manchester United



Aslında geçmiş yıllarda büyükleri dize getirmemiz umudumu arttırmıyor değil, gerçi işimiz Man.UTD ile değil Wolfsburg ve CSKA ile ama yinede alınabilcek puan ya da puanlar yapılan hesaplarda ekstra olarak yansıyacaktır.
Sir Alex Ferguson sürekli ateşli Türk seyircilerinden bahsedip durdu işi kendi içimizde rekabete sokabiliriz ama yabancı takımlar üzerinde en etkili silahımız taraftar bunu bir daha görmüş olduk.
*Bu maçı alırsa taraftar alır.

Konuşsam Tesiri Yok, Sussam Gönül Razı Değil.



Ne zaman Mustafa hoca derbilerde şapkadan tavşan çıkarmaya çalışmaz,o zaman rahat bir derbi izleriz.


Bir kesim Serdar'a sallamış yine,bende pek haz etmem kendisinden oynadığı futboldan dolayı ama adı çıkmış bir kere napsın adam.O olmasa atak yapamazdık bugün kusura bakmayın ;ne Yusuf ne Tabata Serdar kadar yaratıcı olamadı,pozisyona girmek önemlidir bugün bu pozisyonların hepsine Serdar 'ın girmesi onun şansızlığı çünkü gol vuruşu için becerisi yok.
Böyle oynamaya devam et canımızı ye ÖZ-KAN.

M.Denizli'nin Fink'in yerine Ekrem'i koymasını beklemiyordum;bu kadar uçuk bir değişiklik yapması hiç aklıma gelmedi,biliyordum her derbide olduğu gibi radikal bir değişiklik yapacağını ama hiç bu kadar ileriye gideceğini düşünmedim.Ekrem sırf dayanıklı ve çabuk diye orta sahaya konurmu.Biz boşuna demedik bu takıma Kleberson tarzı nam-ı diğer bir 8 numara lazım diye ama Fink alındı işte naparsın.O tarz oynayabilcek oyuncu olmadığından Ernst o şekilde oynatılmaya çalışıyor ama hücum gücü ve 3. bölgedeki atması gereken paslar için tekniğine sahip olmadığından dolayı yapamıyor o görevi.Yine de mücadele gücünden bir eksilme yok Fabe'nin helal olsun.

Nihat FM'de bile tek forvet oynayamıyor be hoca yapma gözünü seveyim.

Sonuçta kötü bir yenilgi oldu ama iyi oyuncular ve teknik ekip açısından bi artı durum var oda şu ki;bu maçın hemen ardından hafta içi Man.UTD maçı var o maçta iyi bir futbol oynarlarsa herşey unutulur önemli olan umut verici güzel futboldur gerisi teferruattır.

10 Eylül 2009 Perşembe

Takipteyim - Labinot Harbuzi



İlk olarak BJK maçında izledim bu oyuncuyu ve çok beğendim.Kosova kökenli babasının adı da İsmet'miş.
Harbuzi genç yaşta Feyenoor'da transfer olmuş ama orda hiç maç oynamamış.
Devamlı oynamaya 2006-2009 yılları arasında Malmö'de başlamış ve bu yıllar içinde 50 maça çıkmış.
Sonra da Gençlerbirliği'ne geldi.
Oynadığı futbol ve uzaktan şutları ile beni etkiledi.
Bu haftada Kasımpaşa maçında çok iyi oynadığı söyleniyor.Ceza sahası yayından da yerden sert bir şutla güzel bir gol atmış.
Kalitesi iyi,ben Skoko'ya benzettim oda Gençlerbirliği klüp tarihinin en pahalı oyuncusu.
Yeni bir Skoko daha bulmuş İ.Cavcav ama daha ucuz olanından.

9 Eylül 2009 Çarşamba

Halk Yine Mağlup...

Süpriz Elemeleri...




D.K 98'deki süper kadro ve başarının ardından Hırvatistan futbol takımına duyduğum sempati tüm turnuvalarda onları desteklememi sağladı ama bu sefer onlarda çıkmazda.

9 Maçta 17 puanla 2. sıradalar ve Ukrayna 8 maçta 15 puanla ensesinde Bilic'in.
Hırvatların son maçı Kazakistan deplasmanı.
Ukrayna'nın içerde çıkmayı garantileyen İngiltere ve son maçtada Andorra deplasmanı var.

Euro 2008'e gitmelerini engelledikleri takım olan İngiltere'nin eline düştüler.İşleri gerçekten zor.

*Bizde Afrika biletini alamadık,çok kötü bir maç çıkardık.
*Portekiz'in durumu iyiye gidiyor ama kendi ellerinde değil hiçbirşey.
*Çek'lerinde işi yaş.
*Tutkulu İskoç'lar bugün Hollanda'ya karşı beraberlik alsalar yetiyordu 0-1 yenildiler yine ucu ucuna kaçırdılar.
*Arjantin'in işi çok zor Ekvator kazandı Bolivya deplasmanında.02.00'de Paraguay deplasmanındalar NTVSpor canlı yayınlıyor.
*Fransa'da Play-off'da

Gecenin en olumlu haberi Holosko'nun gol atması oldu :)
Futbolda sevdiğim takımların hepsi kötü iyi ki varsınız 12 Dev Adam :)
Bu arada Serie A gecikmeli olsa da NTVSPOR'da.

http://www.ntvmsnbc.com/id/24998943/

6 Eylül 2009 Pazar

Portekiz-Arjantin-Türkiye Olmadan D.K 2010 ?



Portekiz bu elemeleri korku tüneline girmişçesine geçiriyor.Birinci grupta yer alan Portekiz'in şu anda gruptaki durumu bu şekilde.



Portekiz aslında bu elemelerde süpriz sonuçlar almadan başka birşey yapmamış diyebiliriz işte onları kalın yazıyorum.

Malta 0-4 Portekiz
Portekiz 2-3 Danimarka (İ.Y 1-0)
İsveç 0-0 Portekiz
Portekiz 0-0 Arnavutluk
Portekiz 0-0 İsveç
Arnavutluk 1-2 Portekiz
Danimarka 1-1 Portekiz

Bir kere 0-0 biten o üç maçın ayrı periyotlarda oynandığını düşünürsek bu kalitede bir milli takımın üç maç üst üste gol atamaması çok büyük bir sorundur.Zaten Carlos Queiroz son olarak Brezilya asıllı Liedson'u aldı kadroya,o da son maçta atmış Danimarka'ya 86. dakikada yoksa umutları bitiyordu Portekiz'in.
Kalan maçlara bakacak olursak iki kez Macaristan'la yapacaklar(İlginçmiş valla).Bu maçlarda altı puan almaları lazım ki durumları bize çok benziyor.Zira İsveç'in puan kaybetmesini bekleyecekler kazansalar bile.
İsveç'in kalan maçları Malta deplasmanı ve Danimarka deplasmanı.Malta'yı zaten yenerler,fakat Danimarka'nın Arnavutluk deplasmanında alacağı bir galibiyetle liderliği garantileyecek olması akıla bazı şeyleri getiriyor.
Getirmemesi de mümkün değil benzer bir durum Euro 2004'de yaşanmış;grubun son ve en kritik maçında İsveç ve Danimarka'nın gruptan çıkması için gerekli olan 2-2'lik skor sağlanmış,İtalyanlar turnuva dışında kalırken selamlarını İskandinavlar'a nefretle göndermişlerdi.
Son olarak Avrupa'nın Brezilya'sı olarak gördüğüm Portekiz ve süperstar Cristiano Ronaldo'nun bu turnuva dışında kalmasını düşünmek bile çok kötü,umarım katılmayı başarırlar.

Arjantin



Arjantin Maradona yönetiminde en kötü eleme performanslarından birisini sergiliyor.Bir sonraki maç olan Paraguan deplasmanında alınabilecek bir yenilgi dünya kupasını zora sokabilir.Gruptaki son durum.



Arjantin bir uzun yıllardır iyi bir sol bek ve istikrarlı bir kaleciye sahip değil.Defansın göbeğinde oynayabilcek en iyi oyuncu olan Walter Samuel kadroya alınmıyor.Hala Veron ve Martin Palermo'dan birşeyler beklenmeside son zamanlardaki kötü sonuçların onayı gibi birşey.

Arjantin 6-0'lık Bolivya yenilgisi ile bütün dünya futbolunu takip edenleri şoka uğrattı.Fakat Maradona'nın kredisinin sonsuz olduğunu bir şekilde görmüş olduk.Tabi bu maçta rakım çok etkili olmuştur diye tahmin ediyorum ama Arjantin gibi dünyanın en iyi 5 takımından birisi olan bir takım ne olursa olsun böylesine ağır bir yenilgi almamalı.
Gelelim takımın şu andaki durumuna.Son Brezilya maçını izledim ve hücumda top sürekli Brezilya ceza yayı ve civarında olmasına rağmen Arjantin'in hücum oyuncularını -özelliklede Messi'ye top geldiği anda basıp ve alan daraltıp çok iyi bir defans yaptılar,üçüncü golden önce Messi'ye yaptılar mesela bu dediğimi.Zaten golüde ceza sahası dışından yediler.Arjantin'in dünkü maçta en çok göze batan zaafı hava toplarını indiremeyen bir ileri uç oyuncusu olmamasıydı.Dikkat edildiyse Brezilya ilerde hücum oyuncularıyla baskı yapıp uzun oynamaya zorladı Arjantin defansını.
İlk yenilen golde Luisao'yu tutan adam arkadaki Brezilya'lıya gidince Luisao'da rahat bir kafayla attı golünü.Zaten ilk yarı çok pozisyon verdiler bu şekildeki frikiklerde.
İkinci golde de bir türlü uzaklaştırılamayan top.Brezilya gibi bir takıma ceza alanı içerisinde üç dokunuşa izin verirsen gol olur bu kadar basittir yani :)
Üçüncü golde Heinze'nin adamı kaçırdığı doğru ama Kaka'nın pası olağanüstü;,kalecinin gereksiz bir çıkışı oldu bence.
Son durumu değerlendicek olursak.Veron çok çalıştı çabaladı fakat eski gücünde kesinlikle değil.Zaten çok yoruldu son yarım saatte.
Datolo güzel bir gol attı ama kesinlikle Arjantin sol kanadında oynayabilecek bir oyuncu değil.
Heinze sol bek asla oynayamaz,ama o bölgede seçebileceği çok oyuncu yok Maradona'nın.
Defansın ortasındaki ikili bireysel olarak iyi olabilirler ama şu anki kapasiteleriyle iyi şeyler beklemek hayalcilik olur.Koycan oraya Samuel-Demichelis ikilisini bak sen defansa sonra.
Defans evlere şenlikti kısacası kalecide üçüncü golde hatalıydı.Zanetti idare etti sadece defansta.
Forvette çok sıkışık bir durum vardı.Tevez'i hiç böylesine kötü görmemiştim.Kısacası çanlar Arjantin için çalıyor.
Grupta dördüncü olurlarsa direk gidebilirler,ama gelecek maç üçüncü durumdaki Paraguay deplasmanı çok zor olacak.Ardından evinde grupta şamaroğlanına dönen Peru'yu ağırlayacaklar.
Arjantin'i kovalayan 20'şer puanlı Kolombiya ve Ekvator'un son 2 maçından alabileceği puanlar 4. ve Play-off oynayacak takımı (5.takım) belirleyecek.
Güney Amerika'da herkesin kaderi kendi elinde yani.


Ya biz demeden alamıyorum kendimi.
Bosna'yı yenersek bile İspanya'nın son maçta Bosna'da yenilmemesi lazım.Ancak o şekilde gidebiliriz.Klasiktir son yıllarda illa heyecan ve gerilimde sınırları zorlayacaz ya ite kaka Afrika'ya gider en az çeyrek final görür,yeni bir turnuva trendi yaratıp(Son dakika vb) geliriz.Son on yılda katıldığımız turnuvalara öyle ya da böyle küçük yada büyük bir biçimde damgamızı vurduk.Onların bir listesini yaptım kendimce.

Euro 2000 : Hakan Şükür'ün kaleciyle birlikte zıplayıp kafayı vurmasıyla gelen gol.
D.K 2002 : Beklenmedik bir biçimde 3. olduk,adımızı iyi duyurduk.
2008 : Son dakika efsanesi.Asla pes etme.Turnuvanın en karizmatik teknik direktörü vb.
2010 :?

4 Eylül 2009 Cuma

Alma Adrian'ın Ahını.


Chelsea kulübü, 2 yıl önce Lens'te forma giyen ve kulübüyle mevcut sözleşmesi devam eden genç futbolcu Gael Kakuta ile kontrat yapmış ve bunun üzerine Fransız kulübü bu transferin kendilerinin kontrolü ve sözleşmelerinin kontrolü dışında olduğunu dile getirip FIFA'ya şikayette bulunmuş.
FIFA'da Lens'ı haklı görüp Chelsea'ya şu ana kadar hiç görülmemiş ağır bir ceza verdi.
Şu an 2 transfer dönemi yasaklı durumdalar itiraz hakları var ve en sert itirazı yapacaklarını açıkladılar,savunmalarından sonra ne olur bilmiyorum.



Adrian Mutu uyuşturucu madde kullandığı için Chelsea klübüne 17 M €uro ödemeye mahkum edilmişti CAS tarafından.
Mutu'da bu paranın çok fazla olduğundan söz edip ödemekte zorlanacağını söyledi durdu,sürekli.Yıllık 2 M €uro kazanıyor sonuçta gerçekten zor ama o kokainde neyin nesiydi.
Mutu'nun ettiği beddualar hedefine ulaşmış gibi görünüyor ne diyelim iki tarafında işi zor:)

3 Eylül 2009 Perşembe

Marcin...



ForzaBeşiktaş'ta bir abimiz paylaşmış sağolsun.Aslında aklımdaydı hep Belçika spor sitelerine baktım göremedim.
Video'yu izlemek istemedim ve bu görüntüden sonra olayın vehametini daha iyi anlayabiliyorum.Söylenenlere göre Witsel biraz kontrolsüz ve bir hışımla dalmış Marcin Wasilewski'ye.
10 maç ceza almış Witsel bence diğer oyuncu iyileşene kadar oynamaması gerekir.O pozisyonda topa girişinde kontrol yok deniyor sonuçta.Belki maçın stresinden ve kişisel olarak hırslı olmasından kaynaklanabilir ama yinede affedilemez bir durum.

Bizim ülkemizde de oldu bu durum aslında.Ben bir kez izledim bu tip sakatlanmayı.Mustafa Doğan'ın İsanbulspor'lu Güven Kocabal'ın ayağını kırdığı maçın özetini izliyordum.Valla çok etkilenmiştim o olaydan çocuk yaşta,gittiğim Bucaspor'dan ayrılıp okulun basket takımına geçmiştim o derece,hakeminde Güven'in ayağının kırıldığı pozisyonda faul vermeyip devam ettirmesi de ayrı bir tartışma konusuydu.Hayat ikisini yıllar sonra Beşiktaş'ta buluşturdu gerçi.

Ne diyelim allah Wasilewski'ye sağlık,Witsel'e de akıl fikir versin.

2 Eylül 2009 Çarşamba

Krancjar Spurs'de



Tottenham sakatlanan Luka Modric'in yerine başka bir Hırvat Niko Kranjcar'ı aldı.Bu sene Kranjcar'ın sözleşmesinin son yılıydı ve bir süre önce takımdan ayrılacağını söylemişti.Bundan dolayı oyuncu için bonservis ödemek yerine sözleşmesini fesh etti ve Spurs fesih bedeli olan 2.5 Sterlin'i Portshmouth'a ödeyerek çok akıllı bir transfere imza etti diyebiliriz.
Hani bizim şu deli gibi "10.5" numara aradığımız bir dönem vardı ya.Hep aklıma birazda Hırvatistan milli takımını çok beğendiğim için iki isim gelirdi.Birisi Krancjar diğeri de Ivan Rakitic.En azından sorulabilirdi diye düşünüyorum,çünkü elinde Şampiyonlar Ligi'ne direk katılma ve oyuncuya ödeyebileceğin çok iyi maddi güç var.Oyuncular kesin gelcek diye bir şartlanma olmazdı ama o oyuncuyu sorup soruşturmak bile büyük düşünüldüğünün bir göstergesidir.
Tottenham bu sene çok iyi fakat birazda şansızlar ilk 4 için işleri zor.Arsenal klasik sezon ortası düşüşüne geçerse bir şansları olabilir ama bu seferde devreye Manchester City girecektir.Bu sene Premier Lig'de ilk 4 her zamanki gibi olmayacak gibi geliyor bana.
Bolton'da Klasnic'i kiralamış.Premier Lig'de ne yapar bilemiyecem ama Bolton çift forvet oynarsa Elmander-Klasnic ikilisi Premier Lig standartlarına uygun bir ikilidir.

Adamlar transfer nasıl yapılır diye gözümüze sokuyor resmen.Şu adamları getirmek bu kadar zormu ya.

1 Eylül 2009 Salı

Pislik.

Ankaragücü Melih Gökçek'in klübü Ankarasporla birleşçekmi sorusu uzun süredir gündemde.Az bir kesim Ankaragüç'lü taraftarlar olmaz öyle şey batarsak kendimiz batarız modunda bu birleşmeyi onaylamıyor.Fakat çoğunluk bu birleşmeden yana.Bu durum biraz miğde bulandırıcı bence.Sen kendi klübünün geleneğine sahip çıkmazsan beter ol.Gerçi Kenan Evren bunların küme düştüğü sezon benim takımım diye yine 1. Ligde oynattırmış,böyle davranmaları çok doğal onu düşünemedim bak.

Blog'da önceki postlarda statlara siyasi pankart vb. sokulmayacak diye bir haber koymuştum.
Şimdiii;sormazlarmı adama bu neyin nesi diye.Siyasetle futbol iç içe olmaz diyenler hadi engelleyin bunuda ne duruyorsunuz,öyle taraftar derneklerinden pankart toplamak kolay anasını satayım.



Ben bir fark göremiyorum ya siz ?